Benim bir babanem var pamuk mu pamuk, tatlı mı tatlı, şeker mi şeker… Ufacık bir şehirler arası yola çıksam bile arkamdan su döker…
Dilinden duası eksik olmaz ‘iyi günler görün yavrularım’ diye dua eder, sevincini ‘beg güvendim a gız’ diye ifade eder, etliekmeğe hamurişine bayılır, şeker hastaları az yemeli diyene ‘ye dedikleriynen doymayon’ şeklinde cevap verir…
Gençten daha gençtir, gezmeyi sever, 80ine yaklaşmasına rağmen eşini ciddi ciddi kıskanır, entarisiyle yemenisinin uyumuna dikkat eder, benim gibi o da sürmeyi pek sever…
Damatlara ‘güyoğ’ der.Ozan içgüveysi dediğini sanmıştı da ben güyoğ değilim diye tavır yapmıştı bana (:
Kötü giden şeyler varsa nazar değmiştir teşhisini koyar. Eline bir bıçak alarak hem dua okur hem de üzerimizdeki nazarı bıçak hareketleriyle ‘kestim attım’ yapar. Bu arada ne kadar esnerse o kadar nazar değmiş anlamına geldiğini söyler. Biz de ister istemez esnemeler üzerine yoğunlaşırız. Sonra da gökyüzüne sonsuz maviliğe bakmamızı söylerek okumasını sonlandırır.
Çocuklarla oynar, onlar ne dese uyar. Hatırlıyorum Merve küçükken saçıyla oynar, kuaför olurdu. O da öylece dururdu ne yaparsa yapsın.
Eşyalarını sever, saklar. Neyi nerede bıraktıysa bulmak ister. Kimse dokunmayacak, atmayacak. Eski de olsa onundur. Gelinlerle bu konuda anlaşamaz bir… ‘Garışmayın benim ötebetelerime’ der…
Üzülünce esastan üzülur, canı yanar; sevinince gözlerinin içi parlar…
Daha fazla yazamayacağım… Benim babanem, hacıannem, çocukluğum, gençliğim boyunca yanımda olan, ağzından hayır duası eksik olmayan, bizi güldüren, eminim beni de bir başka seven Huriye’miz şimdi yoğun bakımda… Sabahtan beri ağlıyorum…
İnşallah iyileşir, eski sağlığına kavuşur. Daha ne diyebilirim ki… Gölgesinde oturduğumuz, sırtımızı yasladığımız çınarmış meğer o…
Mart, 2011 için arşiv
Hemen hemen her çoçuğa hediye edilen rubik küp çoğu kişinin elinden düşmez . Belki de şimdiye kadar icat edilen en basit ve en şahane oyuncaklardan biridir. Öyle ki herkes bu problemin çözümü için kestirme yollara ulaşmayı diler. Dünya tarihinin en çok satan bu oyuncağı en kısa sürede çözmek için uluslararası şampiyonalar düzenlenmiş ve bilgisayar programcıları bu oyuncağın matematiksel özelliklerini araştırarak çözmeye odaklanmıştır.
What about sunrise
What about rain
What about all the things
That you said we were to gain…
What about killing fields
Is there a time
What about all the things
That you said was yours and mine…
Did you ever stop to notice
All the blood we’ve shed before
Did you ever stop to notice
The crying Earth the weeping shores?
Dün gece son derece etkileyici olan bu filmi izleme fırsatım oldu. Muhakkak izlenmesi gereken filmler arasında yer aldığını düşünüyorum. Oyunculuk ve senaryo mükemmel. Ayrıca hayal ürünü olmaması, bu olayların gerçekten yaşanmış olması ilgiyi daha da artırıyor.
Filmde otizimli insanların farklı (ama kesinlikle eksik değil) olduklarını ve dünyaya harikalar katabildiklerini görüyoruz. Normal (!) insanlar olarak otizmlilerin hayata katılması için neler yapabileceğimizi, onları hayata katmaya çalışabileceğimizi ve hatta hayvanlara saygı duymayı öğreniyoruz.
Filmi -benim gibi- öncesinde hiçbir bilginiz olmadan izlemeniz için daha fazla bahsetmeyeceğim. İzledikten sonra Temple Grandin hakkında araştırma yapmadan duramayacaksınız. İzlemeniz şiddetle tavsiye olunur…
Kadınlar Üzerinden Edilen Küfürler
Yayınlandı: 02/03/2011 / Genel
Son günlerde kadının toplumdaki yeri, şiddet, taciz ve tecavüz konuları daha çok dile getirilmektedir. Ancak maalesef bu konuların gündeme gelme sebebi gidişatın daha da kötüleşmesi… Sanıyorum ki konu erkeklerin egemenlikleri alanına girdiği için o cepheden hiç ilgi yok. Aksine bu kötü olayların sebebi kadının davranışlarına ve hatta tipine bağlanarak yürekler ferahlatılmakdır (!). Kadınlara karşı “böyle yaparsan bunu da hak edersin”, “yaradılışından dolayı eksiksin/yetersizsin” görüşü hakim sürmektedir.
Kadınlar yönünden bu konuyu düşünmemek elde değil… Düşündükçe yaşamın içindeki birçok şeyi de bu zihniyete bağlıyorum. Mesela iki kişinin aralarında bir sorun var ve nefretlerin dile dökecekler. Toplumlarda bu iş genellikle küfür, bazen hakaret, nadiren normal konuşma yoluyla dile getirilir. Küfürler de yine kadın üzerinden yapılıyor. Muhattabınızın annesine, karısına, kardeşine vs. … Kadınlara benzetmelerle yapılan hakaretler de buna giriyor “kadın gibi kıvırtma vs.” …
Şimdi bu gibi küfür ve benzetmeleri kullanan erkeklere soruyorum:
Sizin belki de aşağılanmayı hak etmiş olmanızın kadınlarla ne ilgisi var söyler misiniz? Neden kadınları ve kadınlığı bu kadar dilinizde dolaştırıyorsunuz? Bunları söylerken gerçekten hiç düşünmüyor ve de utanmıyor musunuz? Ulu orta ettiğiniz küfürleri yanınızdan geçerken duyan kadının/genç kızın halini hiç düşünmüyor musunuz? O kadar mı soyutladınız kendinizi gerçeklerden?
Küfür belli başlı bir sorun, onaylanması imkansız… Ama bunun kadınlar üzerinden yapılması bir o kadar adi bir durum. Toplumun değişmesi kişilerin değişmesinden ibarettir. Bir sonraki sözünüz ağzınızdan çıkarken düşündüğünüzde ve vazgeçtiğinizde başlayacak herşey…
Kadının onuru düşünmek medeniyetin bir göstergesidir. Üniversitedeyken otobüste yer vermek istediğim yaşlı (65-70 yaş arasında) bir beyefendinin bana “hayır kızım rahatsız olma senin oturman, rahat olman daha önemli. Ben böyle gayet iyiyim” dediği zaman anlamıştım bunu…
Yüz Egzersizleri
Yayınlandı: 01/03/2011 / GenelHabertürkte yayınlanan bu bilgi bana kremlerin faydalarından daha inandırıcı geldi. Bir gün yapmayı düşünürsem diye arşive atmak istedim. Yüz kaslarını çalıştırmak kısmi felç yaptırmaktan (botoks) çok daha iyidir. Hareketler tarif edildiği gibi yapıldığında eminim çok komik görünecektir.
Parmaklarınızı dümdüz olacak şekilde birbirine geçirin ve alnınıza yerleştirin. İşaret parmaklarınızı iki kaşınızın ortasına gelecek şekilde aşağıya indirin ve baş parmaklarınızı iki gözünüzün yanına yerleştirin. Gözleriniz kapalı haldeyken işaret ve baş parmaklarınızı geriye doğru çekerek yüzünüzü sıkıştırın. 40 saniye tutun. (daha…)
Kayıtlarım 