Sus

Yayınlandı: 30/10/2011 / Genel

O kadar çok ses çıkıyor ki artık gereksiz ve boş konuşanlara olan kızgınlığımdan susmaya (veya ses çıkarmamaya) meyletmiştim. Zaten konuşsan da fark etmiyor, duymak istemeyene sesin gitmiyor.

Baktım da günlüğe en son Ramazan ayında yazmışım Somali için… Ondan sonra neler çıktı neler… Zaten bi anlamda yazmamamın sebebi de bu Somali davası oldu. Yardım smslerinin ve bağışlarına belirli oranda komisyon koyan gsm operatörleri ve bilumum şirketleri duyunca olan oldu…

Artık güven yok, duygu yok, maneviyat hiç yok… Kendinden bile şüphe ediyor insan… Zaten bu sms olayı vicdan rahatlatmadan öteye gitmiyor. Oysa sosyal açıdan öyle fena bir haldeyiz ki. Hiçbirimizin sorumluluğu ve etkinliği bulunmuyor. Ancak çok düşen birini göreceğiz de kendimizi onun yerine koyarak korkacağız ve Allah’ a sığınarak  ‘ ne olur beni onun haline düşürme… elimdeki az bir miktarı vereceğim şimdi…’ psikolojisini aşamayacağız. Böyle gördük çünkü… Yapıcı olmaktan ziyade maddi bağışlarla yüreğimizi ferahlatmayı…

Sorgulanacak çok şey var. Doğru insan olmak için düşünülecek ve yapılacak çok şey var. Ancak insanımızın bu anlamdaki çabası facebook ve twitter iletilerini geçememekte gibi görünüyor.  Tabi bu da başlı başına bir konu… Vasıfsız insanların dünyanın ileri gelen kişileri ve düşünürleriyle laf yarışına girmeleri… Bilemiyorum en azından ben böyle görüyorum. Aklı kendine derman olamamış kişiler etrafındakilere akıl veriyor. Herkese hayırlı tıraşlar diliyorum. Özet olarak budur…

yorum
  1. Ozan Özdil dedi ki:

    Katılıyorum. Herkes ahkam keser oldu. Fakat icraat yapmaya gelince herkes bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın deyiveriyor. Bari birileri denetlese de boş boş ahkam kesmeseler.

Yorum bırakın